Datasets:
Dataset Viewer
text
stringlengths 10
174
| audio
audioduration (s) 2.13
12.1
|
---|---|
Hurma ağaçları bitiriyoruz. Biz onunla ölü bir yöreye can veriyoruz.
| |
İşte dirilerek kabirlerden çıkmada böyle olacaktır.
| |
Yanında oturan melek hemen onu gözetleyip kaydediverir.
| |
Tuğra Yayılmış ince deriz sayfalara yazılmış olan kitaba
| |
Fakat asla! O derileri kavurup soyan alevli bir ateştir.
| |
O gerçeğe arkasını döneni, yüz çevireni, servet biriktirip yağını,
| |
kendisine çağıracaktır. Doğrusu insan, doğasında açgözlü olarak yaratılmıştır.
| |
Kendisine kötülük dokununca sızlanır. Bir nimet dokununca da birden eli sıkılaşır.
| |
Ancak namaz kılanlar böyle değildir. Çünkü onlar namazlarına devam ederler.
| |
Onların mallarında isteyen ve istemekten çekinen için belli bir pay vardır.
| |
Onlar ceza gününü tasdik ederler. Rablerinin azabından korkarlar.
| |
Çünkü Rablerinin azabından güvende olunmaz. Eşleri ve cariyeleri dışındakilere karşı iffetli davranırlar.
| |
ki onlar eşleri ve cariyeleri konusunda kınanmazlar. Ama kim bunların ötesini arayacak olursa,
| |
İşte onlar sınırı aşanlardır. Onlar emanetlerine ve sözlerine sadık kalıp,
| |
Beyt-i Mamur'a, yükseltilmiş tavana, kaynayan denize and olsun ki,
| |
Onları yerine getirirler. Tanıklıklarını doğrulukla yaparlar.
| |
Ve namazlarını korurlar. İşte bunlar cennetlerde ağırlanacak olanlardır.
| |
O inkar edenlere ne oluyor ki sağdan soldan gruplar halinde sana doğru koşuyorlar?
| |
Onlardan her biri naim cennetine sokulacağını mı umuyor?
| |
Hayır, asla, kuşkusuz biz onları bildikleri şeyden yarattık.
| |
Ama hayır, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki,
| |
Biz onların yerine daha iyilerini getirmeye elbette ki kadiriz.
| |
Ve bu konuda hiç kimse önümüze de geçemez. Öyleyse sen onları bırak da,
| |
tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsın oynasınlar.
| |
O gün onlar, gözleri horlukla aşağıda, kendilerini bir zillet kaplamış olarak,
| |
Rabbinin azabı kesin olarak gerçekleşecektir. Çünkü onu engelleyebilecek hiç kimse yoktur.
| |
Sanki dikili bir şeye koşuyorlarmış gibi kabirlerinden hızla çıkacaklardır.
| |
İşte bu onların vaad olundukları gündür.
| |
Nuh Suresi Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
| |
Biz Nuh'u başlarına can yakıcı bir azap gelmeden önce halkını uyar diye kavmine elçi olarak göndermiştik.
| |
Nuh dedi ki, Ey kavmim! Kuşkusuz ben size gönderilmiş olan apaçık bir uyarıcıyım.
| |
O halde Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana da itaat edin ki…
| |
O sizin günahlarınızdan bir bölümünü bağışlasın ve sizi azapsız olarak
| |
belli bir süreye kadar ertelesin. Ancak Allah'ın belirlediği süre gelince ertelenmez.
| |
Keşke bilseydiniz. Yine Nuh dedi ki, Ey Rabbim!
| |
Gerçekten ben, kavmimi gece gündüz çağırıp durdum. Ama benim çağrım,
| |
O gün gök sarsıldıkça sarsılacak, dağlar yürüdükçe yürüyecektir.
| |
kaçışlarını artırmaktan başka şeye yaramadı. Senin onları bağışlaman için kendilerini her çağrışımda
| |
Parmaklarını kulaklarına tıkadılar, giysilerine büründüler, direndiler ve böbürlendikçe böbürlendiler.
| |
Sonra onları açıktan açığa davet ettim. Daha sonra onlara hem açıkça ilan ettim,
| |
Hem de gizli gizli konuştum. Dedim ki, Rabbinizden bağışlanma dileyin.
| |
Çünkü o çok bağışlayandır. O üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın.
| |
Size mallar ve oğullarla yardım etsin. Sizin için bahçeler ve ırmaklar var etsin.
| |
Sizi çeşitli evrelerden geçirerek yaratan Allah olduğu halde.
| |
Size ne oluyor da büyüklüğü Allah'a yakıştıramıyorsunuz?
| |
Siz Allah'ın yedi göğü nasıl birbiriyle uyum halinde yarattığını,
| |
Orada ayı nasıl yansıyan bir ışık, güneşi ise ışık kaynağı bir kandil yaptığını görmüyor musunuz?
| |
İşte o gün içine daldıkları boş şeylerle oyalanıp duran yalanlayanların vay haline.
| |
Allah sizi yerden ot gibi bitirmiştir. Sonra O sizi yine oraya döndürecek.
| |
ve sizi oradan tekrar çıkaracaktır. Allah geniş yollarından geçebilmeniz için
| |
yeryüzünü sizin için halı gibi yaymıştır. Nuh sözlerine devam ederek dedi ki,
| |
Ey Rabbim! Bunlar bana karşı geldiler. Malı ve çocukları ziyanını artırmaktan başka işe yaramayan bir kimseye uydular.
| |
Bana büyük tuzaklar kurdular. Onlar birbirlerine sakın tanrılarımızı terk etmeyelim.
| |
Ne Vedi, ne Suay'ı, ne Yağus'u, ne Yağuk'u, ne de Nesri asla bırakmayalım dediler.
| |
Böylece onlar birçok kimseyi doğru yoldan saptırdılar. Sen bu zalimlerin sapkınlıklarını daha da arttır.
| |
Onlar günahları yüzünden suda boğuldular. Ardından da ateşe sokulacaklardır.
| |
Ancak orada Allah'a karşı kendilerine yardımcılar bulamayacaklardır.
| |
Nuh dedi ki, Ey Rabbim! Yeryüzünde inkar edenlerden hiç kimse bırakma.
| |
Cehennem ateşine itilip atılacakları o gün onlara, işte bu yalanlayıp durduğunuz ateştir.
| |
Eğer sen onları bırakacak olursan, onlar senin kullarını doğru yoldan saptırırlar.
| |
Yalnız ahlaksız, nankör insanları yetiştirirler. Ey Rabbim!
| |
Sen beni, anne ve babamı, evime inanmış olarak girenleri,
| |
İnanan erkekleri ve inanan kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helakini arttır.
| |
CIN SURESİ Rahman ve Rahim olan
| |
Allah'ın adıyla. De ki, Bana cinlerden bir topluluğun Kur'an dinledikleri ve şöyle dedikleri vahyolunmuştur.
| |
Biz doğru yola ulaştıran olağanüstü güzellikte bir Kur'an dinledik ve ona inandık.
| |
Bu yüzden biz artık Rabbimize hiç kimseye ortak koşmayacağız.
| |
Rabbimizin şanı gerçekten çok yücedir. O ne bir eş ne de bir çocuk edinmiştir.
| |
Meğer akılsız olanımız Allah hakkında gerçek dışı sözler söylüyormuş.
| |
Bu Kur'an mı bir büyüymüş yoksa siz mi gerçeği göremiyormuşsunuz?
| |
Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanırdık.
| |
Şu da bir gerçek ki insanlardan kimileri cinlerden kimilerine sığınırlardı da
| |
onların şımarıklığını artırırlardı. Öyle ki onlar, sizin de sandığınız gibi,
| |
Allah'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini, peygamber olarak göndermeyeceğini sanmışlardı.
| |
Biz göğü yokladık, onu güçlü koruyucularla ve yakıcı alevlerle doldurulmuş bulduk.
| |
Oysa biz daha önce göğün bazı yerlerinde kayıp haberlerini dinlemek için otururduk.
| |
Ancak şimdi kim dinlemeye kalkışacak olsa karşısında kendini gözetleyen yakıcı bir alev buluyor.
| |
Biz bu yeni uygulamayla yeryüzünde olanlara kötülük mü istendi yoksa Rableri onlara doğru olanı mı diledi?
| |
Hiç bilmiyoruz. İçimizde iyi olanlar da, Daha alt düzeyde olanlar da vardır.
| |
Bu yüzden biz ayrı ayrı yollar tutmuş bulunuyoruz. Ancak şu gerçeği çok iyi anladık ki,
| |
Girin oraya. İster sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için değişen bir şey olmayacaktır.
| |
Biz yeryüzünde Allah'ın iradesine asla karşı çıkamayız.
| |
ve kaçmakla da onun iradesini geçersiz kılamayız.
| |
Biz o doğruluk rehberi Kur'an'ı işittiğimizde ona inandık.
| |
O halde kim Rabbine inanırsa ne hakkının eksik verilmesinden
| |
ne de kendisine kötülük edilmesinden korkmaz. İçimizde kendini Allah'a teslim edenler de,
| |
Çünkü siz ancak yapmış olduklarınızın karşılığını göreceksiniz denilecektir.
| |
Kuşkusuz Allah'tan sakınanlar, onlar Rablerinin kendilerine verdiklerinden.
| |
Ölüm sarhoşluğu gerçeği ortaya koyar. Ey insanoğlu!
| |
ve kendilerini cehennem azabından korumasından dolayı neşeli bir halde cennetlerde ve nimetler içinde olacaklardır.
| |
Onlara dünyada yapmış olduklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak
| |
Afiyetle yiyin ve için denilecektir. Biz onları iri gözlü güzel hurilerle evlendireceğiz.
| |
İnananlara ve onların inançlarında kendilerini izleyecek olan soylarına gelince.
| |
Biz onların soylarını da kendilerine katacağız. Onların kendi amellerinden hiçbir şey eksiltmeyeceğiz.
| |
Ancak herkes kendi kazandıklarından dolayı sorumludur. Biz onlara
| |
canlarının çektiği meyve ve etten bol bol vereceğiz. Onlar orada birbirlerine içilince boş söz söyletmeyen,
| |
ve günah işletmeyen kâseler uzatacaklardır. Kabuğunda saklanmış inci gibi gençler, hizmet etmek için çevrelerinde dönüp dolaşacaklar.
| |
Cennetlikler birbirlerine dönüp şu şekilde hal hatır soracaklar.
| |
Biz önceleri ailemiz içinde yaşarken Allah'a karşı gelmekten korkardık.
| |
İşte bu senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir. Sonunda sura üfürülecektir.
|
End of preview. Expand
in Data Studio
Merhaba Arkadaşlar 🚀
Türçe TTS üzerinde oluşturduğum veri seti bu şekildedir.
Amacım TTS ( Text-To-Speech) üzerine açık kaynak modellerin Türkçe performansını iyileştirmek ve daha kaliteli çıktılar vermesini sağlamaktır. Bunun için çeşitli kaynaklardan elde ettiğim videoları doğru formata getirip eğitime hazır bir veri seti oluşturdum,
Bu veri setinin oluşturmakta ki amacım ticari bir gaye değil, araştırma alanında çalışan kişilere fayda sağlamaktır. Bundan dolayı veri setinin kullanım hakları Ahmet Deniz ve Youtube' a aittir.
En kısa sürede bir model eğitip sonuçlarını atacağım. Desteklerinizi bekliyorum.
- Downloads last month
- 263